top of page
Yazarın fotoğrafıikipsikolog

Doğayla İyi Olmak


Hafta sonu bir günümüzü bahçede geçirdik. 1-2 ay içerisinde toplanacak olan elmaların yanında koparılmaya hazır şeftaliler ve üzümler bizi bekliyordu. Merdiveni ağaca dayayıp, bir iki basamak yükseldikten sonra girdiğimiz yemyeşil dünya gerçekten huzuru simgeliyor. “Acaba içime böcek girdi mi” kaygısı da bu huzura dahil. Ayağa batan diken, kirlenen üst, çamurlanmış terlik… Şehir hayatı ile kıyaslayınca, kulağa çok güzel gelen endişeler.


Doğa bize çok fazla şey vaat ediyor. İnstagram sayfamızda şu zamana kadar gönderdiğimiz gönderilerin bir kısmı doğal ortamlarda çekilmiş fotoğraflar fark ettiyseniz (biz yeni fark ettik :)). Amerika’da yapılan bir araştırmada stresli bireylerin doğa fotoğraflarına ve şehir fotoğraflarına bakarken verdiği tepkiler incelenmiş. Doğa fotoğraflarına bakmanın stresi azalttığına, şehir fotoğraflarına bakmanın stresi ve hatta öfkeyi tetiklediğine dair sonuçlar elde edilmiş. Yani aslında instagram sayfamızdaki gönderilerle farkında olmadan huzur saçmışız! Şaka bir yana, hafta sonu doğanın içinde olmak, biraz meyve toplamak, traktör ve kazma kürek ile aynı ortamda bulunmak bize iyi hissettirdi. Güzel de fotoğraflar çektik. Bunun üzerine hem hafta sonumuzdan birkaç fotoğrafı hem de doğanın ruhsal durum üzerine pozitif etkisini araştırmalar ışığında sizle paylaşmak istiyoruz.


Doğanın ruhsal iyi oluşa katkısı birçok araştırmayla kanıtlanmış. Öyle ki bırakın doğanın içinde olmayı, camdan doğa manzarasına bakabiliyor olmak bile, mutluluğu etkileyen bir faktör. Bir çalışmada pencere manzaralarına göre ofis çalışanları karşılaştırılmış. Sonuçlar, doğa manzarasına sahip bireylerin hayattan daha fazla tatmin aldıkları yönünde.


Doğanın insan dikkatini ve hafıza gücünü arttırdığına yönelik bulgular da var. Hafıza ve dikkatle ilgili görevler verildiğinde, doğada yürüyüş yapan insanlar, sokakta yürüyüş yapan insanlara göre daha iyi sonuçlar alıyor. Mesela buradan ders çalışmak için doğal bir ortamı seçmenin bize avantaj sağlayacağı çıkarımını yapabiliriz.


Doğa ile temas içerisinde olmanın, doğa ile ilişkili bir faaliyet yürütmenin, psikolojik iyi oluş ile doğrudan ilgili olduğu da kabul edilmiş bir bulgu. Depresyon tanısı almış bireylerin, doğa ile ilişkili bir aktiviteden sonra kendisini daha iyi hissettiği bulunmuş. Yalnızca depresyon tanısı almış bireylerde değil, genel popülasyonda da doğanın olumlu duyguları uyandırdığı kabul edilen bir gerçek. Doğada fazla vakit geçirmek, duygu düzenleme becerilerimizi arttırıyor. Yani keder, kaygı gibi bizi zorlayan duygularımızı kontrol edebilmemize yardımcı oluyor.


Çevre psikolojisi alanı altında yapılan onlarca araştırma, doğanın insanın psikolojik iyi oluşuna katkı sağladığını ve zihinsel-bilişsel becerileri geliştirdiğini öneriyor. Bizler de bunu az ya da çok hayatımızda tecrübe ediyoruz. İncelediğimiz birkaç araştırma ve kendi tecrübelerimize dayanarak şu kıssayı çıkarıyoruz; hafta sonları evde oturmak yerine çıkıp dolaşmak, yürümek, yapraklara dokunmak, toprağı hissetmek, temiz havayı koklamak, doğal bir ortamda yüzmek, koşmak, piknik yapmak, meyve toplamak ve çiçekleri sulamak gibi bizi dinç tutacak ve modumuzu yükseltecek aktiviteleri daha sık yapmalıyız. Üşenmemek ve biraz netflix’ten kopmak gerekiyor :)


Geçirdiğimiz güzel bir günün ardından yüzümüzde tebessüm ve elimizde bir kova meyve ile evimize döndük. Yoğun tempolu şehir hayatımıza dönerken, depolamış olduğumuz bu enerji bize 1 hafta kadar yetecek gibi duruyor!


Görüşmek üzere.


Not: Konuya ilgi duyanlar, çevre psikolojisi (psychology of environment) ile ilgili kaynakları okuyabilirlar. Okuduğumuz çevrimiçi kaynaklardan bazıları;

apa.org/monitor/apr01/greengood

Commenti


Son Yazılarımız

bottom of page